Blogger tarafından desteklenmektedir.

Zaman gazetesinin Zirve Hezeyanları - Yalanlar ve Gerçekler

Akşam Gazetesinden AHMET DİNÇ'in Zirve Yayınevi Davası tutuklu sanığı (Mağduru) E. Alb. Mehmet Ülger ile yaptığı ve 2 Eylül Salı (Dün) günü  "Boğaz kesenleri paralel abiler eğitti" ve 3 Eylül Çarşamba (Bugün) günü "Zirve cinayetinde paralel oyunlar" başlığıyla yayınlanan röportajı sonrası harekete geçen ve bir kısım medya tarafından Paralel medya yayın organı olarak adlandırılan "Zaman" Gazetesi 3 Eylül 2014 Çarşamba günü YAKUP ÇETİN -EŞREF AKGÜN imzasıyla yayınladığı haberinde; "Akşam'ın Zirve hezeyanları; 1 haberde 7 yalan" başlığını kullandı. Haberin içeriğinde; "Hükümete yakın Akşam gazetesi, Hizmet Hareketi’ne iftira atmak için Zirve Yayınevi cinayetlerinin 2 numaralı sanığı eski Malatya İl Jandarma Komutanı Mehmet Ülger’in hezeyanlarına sarıldı. Gazete, sanık Ülger’in mahkeme tarafından ciddiye alınmayan mesnetsiz iddialarını gerçekmiş gibi sundu."

17 Aralık 2013 tarihli yolsuzluk operasyonu sonrası adım adım deşifre olan suç şebekesinin üstündeki şüpheleri temizleme çalışmalarına başlayan "ZAMAN" Gazetesinin yalanlarına hep beraber göz atalım.

İŞTE O YALANLAR, İŞTE O GERÇEKLER... 
Şimdi hep beraber kimin yalan söylediğini ortaya çıkaracağız.

Öncelikle tarafların yaptığı açıklama ve haberlere göz atalım.

Akşam Gazetesinden başlayalım...
Yayınlanan röportaja ait linkler. Lütfen bağlantıya tıklayınız...

1- http://www.aksam.com.tr/siyaset/bogaz-kesenleri-paralel-abiler-egitti/haber-335685

2- http://www.aksam.com.tr/siyaset/zirve-cinayetinde-paralel-oyunlar/haber-335942

Bu röportajı okuduğumuza göre şimdi "ZAMAN" gazetesinin canhıraş çığlıklarına göz atalım.

1- http://www.zaman.com.tr/medya_aksam-simdi-de-zirve-sanigina-sarildi_2241433.html

2- http://www.zaman.com.tr/gundem_aksamin-zirve-hezeyanlari-1-haberde-7-yalan_2241539.html

Zaman gazetesi, Akşam gazetesini ve röportaj yapılan E. Alb. Mehmet Ülger'i yalancılıkla suçluyor. Peki yalan söylediklerine dair belgeleri neden yayınlamıyorlar? Yayınlamıyorlar çünkü asıl yalancı kendileri. Yıllardır yalan haber konusunda master yapmış olan Zaman gazetesinde gerçekleri yazması beklenemezdi.
Bu röportaj içeriğinde geçen konularla ilgili "YALAN" yaftasını yapıştıran Zaman gazetesi bakalım belgeler yayınlandığında ne cevap verecek. İnsan hayatını karartma, insan şerefine leke sürme, iftira atma konularında uzman olan Zaman gazetesini Allah'a havale ediyor, Kıyamet günü herkesin her amelinin hesabını vereceğini hatırlatıyorum.
Yargı önünde hesabını vereceğiniz günü sabırla bekliyorum.

Levent Ercan Gelegen / Sade Vatandaş

HADİ BELGELERİ YAYINLAYALIM VE GERÇEKLERİ OKUYALIM...
ZAMAN GAZETESİ Mİ YALAN SÖYLÜYOR YOKSA MEHMET ÜLGER VE AKŞAM GAZETESİMİ YALAN SÖYLÜYOR HEP BİRLİKTE GÖRELİM. ÖNCE BELGELERİ OKUYALIM SONRA YORUM YAPALIM













BELGELERİ OKUDUK. TAMAMI DAVA KLASÖRLERİNDE BULUNMAKTADIR.
MERAK EDEN 1.İDDİANAME, 18 VE 19 NOLU EK KLASÖRLERE BAKABİLİR. (biz devam edelim)

1- Belgelere göre, olaydan (18 Nisan 2007) 1 gün önce polis işlem yapmış. Şüphelilerin ifadesini almış. (Silaha ait Fatura üstte) Silahlardan biri hakkında işlem yapmış ancak diğer 2 silah hakkında işlem yok. Şüpheli beyanına göre, bagajda olduğu için polisler diğer 2 silahı görmemiş.
2- Zaman gazetesi yaptığı "YALAN, İFTİRA VE HAKARET" dolu haberinde silahların olayda kullanılmadığını yazıyor, Akşam gazetesi ve Albay Mehmet Ülger'i yalancılıkla suçluyor.
Peki belgeler ne diyor: 


(1. İddianame 19 nolu ek klasör  sayfa 453)

"Silahları kullanarak maktulleri etkisiz hale getirerek ellerini arkadan bağladık." (Asli faillerden Cuma Özdemir ifadesi Sayfa 7) 

Peki ZAMAN gazetesi haberinde hangi YALANLARI SÖYLEMİŞTİ?





ŞİMDİ SORMAK İSTİYORUM. EY ZAMAN GAZETESİ, YALAN HABER YAPMAYI, MASUM İNSANLARA İFTİRA ATMAYI, İNSANLARIN ŞAN VE ŞEREFLERİYLE OYNAMAYI NE ZAMAN BIRAKACAKSINIZ.
SİZE BU KONUDA TALİMAT VEREN BİRİLERİ Mİ VAR?
SİZDE HİÇ ALLAH KORKUSU YOK MU?
SİZ NASIL MÜSLÜMANSINIZ?
SİZ, ALLAH'A, PEYGAMBERİNE, KİTABINA, MELEKLERİNE, HESAP GÜNÜNE, CENNET VE CEHENNEME İNANMIYOR MUSUNUZ?
KIYAMET GÜNÜ NASIL HESAP VERECEKSİNİZ?
AÇIKÇA SÖYLEYİN, ÖLMEMİZİ Mİ İSTİYORSUNUZ?
EĞER SİZ MÜSLÜMANSANIZ VE KALBİNİZDE ALLAH KORKUSU İLE YAŞIYORSANIZ! BEN SİZİN İNANDIĞINIZ TÜM DEĞERLERİ REDDEDİYORUM Kİ GERÇEK TAM TERSİ...
YAŞASIN ZALİMLER İÇİN CEHENNEM...    

BU ÜLKENİN YÜZ KARASI GAZETELERİNDEN BİRİSİ VE  BU ÜLKENİN 1 NUMARALI MÜFTERİ GAZETELERİNDEN BİRİSİ SİZSİNİZ!
HALA SIKI SIKIYA  TUTUNDUĞUNUZ, 15 FARKLI İFADE VEREN GİZLİ TANIK İFADELERİNİZDEN BAŞKA ELİNİZDE NE VAR EY HABER SAHTEKARLIĞI UZMANLARI. 

SİZİN ZİHNİYETİNİZ İLE AYNI TOPRAKLARDA YAŞAMAYI, AYNI HAVAYI SOLUMAYI ZUL SAYIYORUM. 



Kardeş site: www.leventgelegen.com


Zirve cinayetinde paralel oyunlar

Gazeteci Adem Yavuz Arslan'ın davanın gizli tanığı İlker Çınar'ı ölümle tehdit ettiğini öne süren Mehmet Ülger, iddianame için de "Made in Atayün" dedi.

Zirve cinayeti zanlısı olarak Malatya E Tipi Kapalı Cezaevi’nde yatan eski Malatya İl Jandarma Komutanı Emekli Kurmay Albay Mehmet Ülger’in, cinayetin perde arkasına ilişkin şok iddiaları devam ediyor. İlk kez AKŞAM'a konuşan Ülger, röportajımızın ikinci gününde de Zirve katliamındaki paralel oyunları deşifre ediyor: 
TETİKÇİ GAZETECİ ÖLÜMLE TEHDİT ETTİ 
- Adem Yavuz Arslan yani bir gazetecinin böyle karanlık bir cinayetle ne ilgisi olabilir? 
Bu gazeteci, Zirve cinayeti sürecinde çok ilginç işler yaptı. Davanın gizli tanığı İlker Çınar, önceleri PDY hakkında olumsuz şeyler söylerken, Arslan onun Tarsus’taki evine önce gidip röportaj yapıyor, çarpıtarak yayınlıyor. Ardından Çınar bunu açıklayınca, Arslan onun evine iki silahlı adam gönderip ölümle tehdit ediyor. Çınar bu olayı Malatya Jandarma İl İstihbarat Şube Müdürü Haydar Yeşil’e giderek anlatıyor ve onun ajandasına yazıyor. Yazı Ankara’ya Polis Kriminal Laboratuvarı’na gidiyor, inceleniyor ve Çınar’a ait olduğu kesinleşiyor. Ancak bu yazının aslı nedense kayboluyor. PDY’ciler, Çınar’ın bu yazıyı kendi ajandasına hayali olarak yazdığını iddia ediyor. Tehdit ve şantajla Çınar’ı kendi istedikleri gibi konuşturdular mahkemede. 
GİZLEMEK İÇİN KİTAP YAZDILAR 
- Nasıl olur? Bir gazeteci önemli bir cinayet davasının gizli tanığını neden ölümle tehdit etsin? 
Bu kadarla sınırlı değil. Bu gazeteci, cinayette paralel bağlantısı ortaya çıkmasın diye iki kitap yazdı. Kitapta her şeyi tam tersten gösteriyor. Kitapları sanırım Arslan değil, PDY’ci Yurt Atayün, Zekeriya Öz gibileri derledi, onun da imzasını attı yayınladılar. Şimdi gerçekler ortaya çıkacağı için Zirve’den tutuklanmaktan korkup Amerika’ya kaçtı Arslan. Sahte belge ve bilgilerle dolu iddianamenin hazırlanması için Arslan, Zekeriya Öz ve Yurt Atayün yoğun çaba harcadı. Arslan’ın ABD’den getirilip sorgulanması lazım ki gerçekler ortaya çıksın. Bu kişi, hedef şahısların linç edilmesi ve yargısız infazında kullanıldı. İddianame bence bir ‘made in Atayün’dür. 
- Gizli tanık İlker Çınar, önce paralellerin aleyhine konuşurken sonra birden onların istediği gibi konuşmaya başlıyor değil mi? 
Evet, önceleri defalarca paralelleri çok sert eleştiren, cinayetle ilişkilendiren konuşmalar yapıyor. Ama 21 aralık 2010’da Yurt Atayün bunu  İstanbul TEM’e aldırıyor, yaklaşık 10 gün orada tutup yalancı gizli tanıklığa ikna ediyor ve hazırlanmış metinleri okutup ne konuşacağını ezberletiyorlar. Zekeriye Öz bunun ifadesini de alıyor. Paralel düşmanı adam bu sürecin ardından paralelin tetikçisi olup çıkıyor. 
ÖNCE 29 YIL HAPİS TANIK OLUNCA BERAAT 
- 29 yıl hapis tehdidiyle tanık yapılan bir tanık vardı, Veysel Şahin. Nasıl oldu bu olay? 
Veysel Şahin’i paraleller önce sanık yapıp 29 yıl hapis cezası verdi, ardından tanık olup bizim aleyhimize konuşmaya razı ettiler, konuşturdular ve ardından cezasını Yargıtay’da bozdurdular. Veysel Şahin, Emre Günaydın’la beraber hapis yattı. Ona defalarca sormuş, Mehmet Ülger’in bu cinayetle ilgisi var mı diye. Günaydın; ‘Allah’tan korkarım, böyle bir şey yok’ demiş. Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin PDY’ci savcısı İsmail Aksoy, tahliye vaadiyle sanıkları benim aleyhimde konuşmaya zorluyor. Aksoy, yerel bazda bir Zekeriya Öz’dür, en kritik isimdir. 
TUSHAD, SELAM-TEVHİD GİBİ HAYALİ BİR ÖRGÜT
- İddianamede bir TUSHAD örgütünden sözediliyor. Siz bu örgütün yöneticisi misiniz? 
Bu hayali ve torba bir örgüttür, Selam-Tevhid gibi. Yok etmek istedikleri hedef kişileri bu torbanın içine atıyor PDY. Güya Hurşit Tolon TSK içinde kurmuş. Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekat Dairesi. TSK içinde bir birim asla ‘Türkiye’ adıyla kurulmaz. PDY’ciler bu detayı kaçırmış. 
- Geri Bildirim Belgesi diye ilginç bir şey var. Anlatır mısınız? 
TUSHAD belgeleri içinde o. Bu belgeler aslında paralellerin darbe harekât planıdır. Tıpkı 12 Eylül darbesinin Bayrak Harekât Planı gibi, Geri Bildirim Belgesi de paralellerin Türkiye’de yapacakları darbenin yol haritası. 
- Bir de Zirve’yi Ergenekon’la birleştirme çabaları var? 
Sanıkları önce AK Parti karşıtı yaptılar. Hakim ve savcıları PKK’lı diye kendileri dinlemişler. 2007-2009 arasında PDY Malatya bölgesindeki herkesi, bölgesel dinleme yapan cihazlarla dinledi. 81 ilin emniyetine ortam dinleme cihazları dağıtıldı, PDY koskoca ülkeyi fütursuzca dinledi. 
İmam hedefi belirler
- Paralel örgütü iyi tanıdığınız anlaşılıyor. Bu yapının sevmedikleri hedef kişiyi alt etme, hapse atma yöntemi nasıldır? 
Şöyle: İlgili imam önce hedef kişiyi belirler. Emniyet imamı devreye girip, paralel polislere o kişiyi her türlü izleme görevi verir. Bu veriler çarpıtılarak, amaca göre sahte ses kaydı veya sahte ihbar mektubu üretilir. Paralel bilgisayar korsanları suç unsuru oluşturacak unsurlar üretir, hedef şahsın bilgisayarına ağlar üzerinden yükler. Sahte deliller üretilip hedef şahsın ev ve işyerine konur. Hedef şahıs hakkında yalancı şahit çıkartmak için bazı kişiler tehdit ve şantajla konuşturulur. Sahte tutanaklar, raporlar düzenlenir. Sürece paralel biçimde, basına yalan bilgi ve belgeler sızdırılıp kamuoyu oluşturulur. Suç oluşmuştur, hedef şahıs tutuklanır. Bundan sonrası paralel savcı, yargıç ve polisindir. 
YILDIZ'I DİNLETMEK İSTEDİLER
- Ürettikleri sahte belgelere, kurdukları kumpaslara örnek verir misiniz? 
Beni Zirve’yle irtibatlandırmak ve Aykut Saka’ya sahte ihbar mektubu yazdırmaya çalışan paralel Mehmet Ali Badak’ı aklamak için ‘Ortadoğu Hıristiyan Birliği Belgesi’ diye sahte bir belge üretip Tarsus’ta İklim Cafe’de İlker Çınar’a 25 Ağustos 2008’de verdiler. O da bunu Malatya İl Jandarma’ya verdi. Paraleller birgün bana geldi, Yıldız ve Öznur Çalık’ın telefonunu verip, “Bunları dinlet, Taner Yıldız Enerji Bakanı olacak” dediler. Adamlar aylar önceden onun bakan olacağını biliyor. Güya hükümeti, Ak Parti’yi dinletti diye bana kumpas kuracaklar. Reddettim.     
-BİTTİ-
KAYNAK: AKŞAM GAZETESİ

Zirve'de 2 polise Resmi belgede sahtecilik ve iftira suçlarından 15 yıl ceza

Zirve Yayınevi cinayetinin İstanbul ayağına ilişkin soruşturmada görevlendirilen 2 polis hakkında, ‘resmi belgede sahtecilik’, ‘görevi kötüye kullanmak ve iftira’ suçlarından 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istendi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianameyi değerlendiren İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi, evrakta sahtecilik suçunu işleyen şüphelilerin kamu görevlisi olduğuna dikkat çekerek dosyayı Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesiyle polisler hakkında istenen ceza da 15 yıla çıkmış oldu.


Vardiya Bizde - Mersin 101. Sessiz Çığlık eylemi

Değerli Dostlar,

Vardiya Bizde – MERSİN, 23 Ağustos 2014 Cumartesi günü ilk “Sessiz Çığlık” eylemini gerçekleştirdi.
Son Tutsak Türk Askeri özgür olana kadar “Sessiz Çığlık” eylemlerimiz devam edecektir.

Balyoz, Ergenekon, Poyraz köy, Askeri Casusluk, Oda TV, Şike, Gizli Belge, Zirve Yayınevi ve 28 Şubat Davalarının suçsuz ve halen tutsak olan sanıkları ile yakınları adaleti beklemeye devam ediyor. Bu hafta 101. kez düzenlenecek olan "Sessiz Çığlık" eylemine duyarlı tüm Vatanseverleri bekliyoruz.

NOT : Lütfen bu mesajı Mersin ve civarında oturan dostlarınız ile paylaşınız. Etkinliklerimizi facebook sayfamızdan takip edebilirsiniz.






Vardiya Bizde - Mersin 100. Sessiz Çığlık eylemi









Zirve’de 2 polise ‘sahtecilik ve İftira’ cezası

Malatya’da 2007’nin nisan ayında 1’i Alman 3 kişinin ölümüyle sonuçlanan Zirve Yayınevi cinayetinin İstanbul ayağına ilişkin soruşturmada görevlendirilen 2 polis hakkında, ‘resmi belgede sahtecilik’, ‘görevi kötüye kullanmak ve iftira’ suçlarından 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istendi.


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianameyi değerlendiren İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi, evrakta sahtecilik suçunu işleyen şüphelilerin kamu görevlisi olduğuna dikkat çekerek dosyayı Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesiyle polisler hakkında istenen ceza da 15 yıla çıkmış oldu.
SAHTE TUTANAK İDDİASI
Zirve Yayınevi cinayetine ilişkin soruşturma kapsamında 21 Mart 2011’de silahlı terör örgütü üyesi olduğu iddiasıyla tutuklanan Binbaşı Haydar Yeşil, cinayetin İstanbul ayağını araştırmakla görevlendirilen İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memurları N.A. ve H.U. hakkında suç duyurusunda bulundu. Yeşil savcılığa verdiği dilekçede, N.A. ve H.U.’nun düzenlediği 28 Haziran 2011 tarihli tutanağın sahte olduğunu iddia etti. Binbaşı Yeşil, N.A. ve H.U.’nun hazırladığı Zirve Yayınevi cinayeti davasının gizli tanığı “Adıyaman’ın ifadesinin değerlendirilmesi” başlıklı tutanakta, yanlış beyanlara yer verildiğini öne sürdü. Olay tarihinde Malatya İl Jandarma Alay Komutanlığı’nda binbaşı olarak görev yaptığını, buna rağmen gizli tanık Adıyaman’ın ifadesine ilişkin tutanağa Zirve Yayınevi cinayeti davası şüphelilerinin 2’nci Ordu’da görevli yüzbaşı vasıtasıyla birbirleri ile irtibatta olduklarının kayıt edildiğini ifade etti. Yeşil, aynı tutanağa örgütle ilgili konuşmaları kendisi adına kayıtlı olduğu belirtilen 0532 420...... numara ile yaptığının yazıldığını ancak numaranın kendisine ait olmadığını da öne sürdü.
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca hazırlanan iddianamede, polisler N.A. ve H.U.’nun Zirve Yayınevi cinayetinin İstanbul bölümü ile ilgili olarak görevlendirildikleri, gizli tanık Adıyaman’ın ifadesinde yer alan konuların değerlendirilmesini yaparak soruşturmaya konu olan 28 Haziran 2011 tarihli ve içinde sahtecilik olduğu anlaşılan tutanağı düzenledikleri iddia edildi. ,Haydar Yeşil adına kayıtlı olduğu öne sürülen telefonun H.K. isimli şahsa ait olduğunun tespit edildiği ifade edildi. Tanık olarak dinlenen H.K.’nın söz konusu telefon hattının kendisine ait olduğunu, kısa süreliğine bile olsa kimseye vermediğini, Binbaşı Yeşil ile onun telefonla konuştuğu öne sürülen M.Ü.’yü tanımadığını söylediği anlatıldı. 

Vardiya Bizde - MERSİN - Sessiz Çığlık Eylemi 23 Ağustos Cumartesi

Evlerimizde oturup klavye kahramanlığı yaparak, sadece sandığa gidip oy atarak, Küfür, hakaret, beddua ederek bu Vatanı kurtarmayı düşünmeyin. Mücadele etmezseniz sizin yerinize birileri karar alır ve uygular. Sonra itiraz etmek size bir sonuç getirmez.


Bayraklarınızla birlikte katılımınızı bekliyoruz.


Vardiya Bizde, Vardiya Hepimizde, Vardiya Türk Milletinde

23 Ağustos 2014 Cumartesi Saat: 18:00' da Atatürk Evi önünde

 Vardiya Bizde - MERSİN


Vardiya Bizde - MERSİN